Valimiz Sayın Dr.M.İlker HAKTANKAÇMAZ, Türkiye Gençlik Vakfı Kırıkkale İl Temsilciliği ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Düşünce ve Medeniyetler Kulübü” çalışma ve tanıtım programına katıldı.

 Kültür Merkezi’ne gelişinde Vali HAKTANKAÇMAZ’ ı İl Milli Eğitim Müdürü İsmail Çetin, İl Kültür ve Turizm Müdürü Yahya Er ile TÜRGEV İl Temsilcisi M.Çağrı BAYKAL karşıladı.

Kültür Merkezi’nde yapılan tanıtım programında; bir süre önce İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile protokol imzalayan Türkiye Gençlik Vakfı Kırıkkale İl Temsilciliği, Medeniyet ve Değerler Kulübünü  tanıttı.

Tanıtım programında konuşan Vali HAKTANKAÇMAZ;” Günümüzde kamu idaresinin, kamunun tek başına hizmet sunması yönteminden, sivil toplum kuruluşlarının gücü ile kamunun gücü birleştirilmek suretiyle içerisinde bir sinerji yaratarak hizmet sunulması anlayışına geçiliyor.

Dolayısıyla, bugün TÜRGEV ile birlikte İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortaklaşa yürüteceği çalışma bu anlayışla hayata geçirilecek, bu anlayışla hazırlanmış bir çalışmadır.

Sunumlar sırasında iki konu hakikaten altı çizilmesi gereken konular. Bunlardan birincisi “iyiyi kötüden ayırabilen bir gençlik”. Bunun ne demek olduğunu yakın bir zamanda 15 Temmuz’da çok acı bir şekilde gördük. Düşünemeyen,  akledemeyen insanların nelere mal olabileceğini, kendisini besleyip büyüten milletine karşı ne kadar acımasız olabileceğini, ne kadar büyük zararlar verebileceğini hep birlikte gördük. Dolayısıyla bu proje çok önemli. Bu hedefi ortaya koymuş olmak, başlı başına çok hayati öneme haiz.

Bir diğer husus ise, gençlerimizin, çocuklarımızın bir dünya vizyonuna sahip olması lazım. Bizler geçmişimizi göz önünde bulundurduğumuz zaman 700 bin kilometre kareye sığacak bir millet değiliz. Bunu nüfus olarak söylemiyorum ama vizyon olarak söylüyorum. Tarihin omuzlarımıza yüklediği ağırlığı göz önünde bulundurarak söylüyorum.

Devletimizin sağladığı imkânlarla pek çok ülkeye gitme imkânı buldum. Orada insanlar bizleri görünce gülümsüyorlar. Tarihin bize verdiği sorumlulukla, yurt dışına çıktığınızda yüzleşiyorsunuz. Çocuklarımıza, gençlerimize bu vizyonu kazandırmak lazım.

Maalesef gençlerimiz, çocuklarımız kitap okumayı sevmiyor. İlk emri oku olan bir dinin mensubu olduğumuz halde okumayı sevmiyoruz. Gençlerimize, çocuklarımıza okumayı sevdirmemiz lazım. Bizler, memleketimizin ve milletimizin faydasına olan her işin içinde varız. Memleketimize, milletimize zarar verecek her şeye de bütün varlığımız ile karşı çıkarız.

Dolayısıyla bu tür çalışmalarla gençlerimize bu medeniyet bilincini aşılayalım. Bizler hakikaten çok büyük bir medeniyetin evlatları olarak, diğer medeniyetleri de öğrenmemiz, bilmemiz lazım.

Ben, bu çalışmaların hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.

Sayın Valimiz HAKTANKAÇMAZ konuşmasının ardından Sulakyurt ilçesindeki şehit cenaze törenine yetişmek için programdan erken ayrıldı.

TÜRGEV İl Temsilcisi M.Çağrı BAYKAL yaptığı konuşmada Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzalanan protokolün ve bu bağlamda yapılacak çalışmaların vakıfları açısından taşıdığı önemi ifade eden bir konuşma yaptı.

Daha sonra kürsüye gelen Milli Eğitim Müdürü ÇETİN konuşmasında:

"Bu topraklara gelmeden en az bin yıl büyük mücadeleler yaşadık. Bu topraklara geldikten sonra da gene bin yıl düşünün şöyle yüzbinlerce ordudan oluşan Haçlı Seferlerini göğüsledik ve onlarla mücadele ettik. Bütün Avrupa ile göğüs göğse çarpıştık. İç mücadeleler, isyanlar, ihanetlerle uğraştık. Bin yılın içinde rahat geçen sakin, olağan, rutin geçen bir dönemimiz olmadı bizim. Kendi hayatımızı düşünelim 60, 50, 40, 30, 20 hangi yaşta olursak olalım belki bazı ülkelerin yüzlerce yılda yaşayacağı şeyleri biz nispeten kısacık diye adlandırabileceğimiz kendi şahsi geçmişimizde yaşadık. Darbeler, muhtıralar, iç mücadeleler, dış mücadeleler, ambargolar ve halen bunları da yaşamaya devam ediyoruz. Diyoruz ki artık bir daha bu ülkede darbe olmaz diyoruz 70’li yıllarda ama 80 darbesiyle karşılaşıyoruz. Yanlışlık oldu yani tamam bitti darbeler devri kapandı diyoruz 28 Şubat darbesi ile karşılaşıyoruz. Bu sondu diyoruz 27 Nisan bildirisi ile muhatap oluyoruz.2010’lu yıllara geliyoruz artık önümüz açık, gönlümüz rahat rahatlıkla yolumuza gidebiliriz diyoruz bu defa da üç seneye sığdırılmış gezi darbe girişimi, 17-25 Aralık darbe girişimi ve bunların başarılı olamaması üzerine de yaşadığımız korkunç 15 temmuz hadisesi. Bitti mi arkadaşlar hayır bitmedi bitmeyecek biz var olduğumuz sürece bu topraklarda baş ettik. Yaşama çabasını idaresini sürdürdüğümüz sürece bize yapılan saldırı da kumpas da içerden dışarıdan gelecek tehlike de bitmeyecek.

…esas sahip çıkmamız gereken de çocuklarımız, gençlerimiz.

 Bunları göğüslemenin tek yolu var o da birlik içinde dirlik içinde şuurlu insanlar olarak vatandaşlar olarak ülkemize, milletimize, topraklarımıza sahip çıkmak. Bunu başarırsak her saldırı geri dönmek, akamete uğramak zorundadır. Ama biz artık yeter dersek, artık mücadele edecek takatimiz de gücümüz de kalmadı dersek o gün yeniliriz. O yüzden mücadelemizi sürdürmemiz lazım. Bu mücadeledeki bizim en değerli varlığımız en olacak tank, top, silah, mühimmat, teknoloji bunlar mı olacak? Hayır bizim en değerli varlığımız, zenginliğimiz sahip olduğumuz şuurlu insan birikimimiz olacak. Eğer tersi olsaydı 15 Temmuz’ u biz değil onlar kazınırdı. Tanklarıyla, toplarıyla geldiklerinde onların karşısında baş eğmemeye karar vermiş insanlardan başka hiçbir savunma gücü yoktu. İşte arkadaşlar bir şeye sahip çıkmamız lazım. Ülkemizin yeraltı kaynaklarına sahip çıkmamız lazım, zenginliklerimize sahip çıkmamız lazım, sınırlarımıza sahip çıkmamız lazım, hava sahamıza, kara sularımıza, her şeyimize sahip çıkmamız lazım ama esas sahip çıkmamız gereken de çocuklarımız, gençlerimiz. 15 Temmuz’ u yabancılar yapmadı. Onlar planladı evet yabancılar organize etti. Onlar böyle bir hareket yapılmasını dikte ettiler ama oyuncuları bizim çocuklarımızdı. Yapım yurt dışındandı ama icra edenler, perdenin önündekiler, bize kurşun bomba atanlar, meclisimi, külliyemizi, emniyetimizi, polisimizi vatandaşımızı bombalayan ve kurşun yağdıranlarda bizim mahallemizin çocuklarıydı. Tamam biz onları çaldırmıştık farkında değildik. Onları bizden çalmışlardı. Arkadaşlar işte bu toplantının amacı bu çocuklarımızı çaldırmamamız gerekiyor. Bizim çocuklarımızı yurt dışındaki bir takım odakların hain emellerine alet etmek için birileri çalmak istiyorlar. Çünkü bizim en değerli zenginliğimiz onlar geleceğimiz onlar.

 Dolayısıyla bu çocuklarımıza sahip çıkma bağlamında Türkiye Gençlik Vakfı ile yaptığımız bu protokol kapsamında; gençlerimize mümkün olduğunca sahip çıkmak, onlara gelebilecek tehlikeleri önlemek tecrübemizle, bilgimizle buna mani olmak, onlara rehberlik etmek. Onları bu ülkenin insanına, medeniyetine, toplumuna, tarihine, dinine, inancına, örfüne sahip çıkacak bir şuur abidesi halinde yetiştirmek bu çalışmanın amacı olacaktır. Bu konuda ben okul müdürlerimizden azami derecede titizlik göstermelerini bekliyorum. Benim Milli Eğitim Müdürü olmamın, sizlerin okul müdürü olmanızın, kimi arkadaşlarımızı öğretmen olmasının asıl gayesi budur arkadaşlar. Kendi toplumumuza hizmet edecek çocuklar yetiştirmek başkalarının emellerine alet olacak kuklalar değil. O yüzden ben bu toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türkiye Gençlik Vakfı İl Temsilcisi misafirleri ve değerli mensuplarına bu çalışmada bize yardımcı olacakları için bizim görevlerimizi hafifletmede yardımcı olacakları için onlara çok teşekkür ediyorum ve bu çalışmalarımızın memleketimizin,  milletimizin önümüzdeki yıllarda başının daha dik olması geleceğinin daha parlak olması bakımından önemli bir adım olarak önemsiyorum bu duygularla hepinize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum teşekkür ediyorum." dedi.